TİPOGRAFİ 5 / Comic Sans
O KADAR KOMİKSİN Kİ
Kadınlar kendilerini çok güldüren erkeklere
bayıldıkları gibi, çok güldüren fontlara da bayılıyor mu? Bütün kadınların öyle
ya da böyle, itiraf etseler de saklasalar da hayatlarının bir döneminde aşık
olduğu, deli gibi sevdiği, onsuz yazamadığı Comic Sans, kadınlar dışında
çocukların, naiflerin, aşıkların, gelinlerin, indirimlerini duyurmak isteyen
süpermarketlerin hatta ciddi işlerle uğraşsa bile kendisi ciddiyete pek
gelemeyen milyarlarca ofis insanının da kalbini çalmayı her zaman başardı.
Times New Roman’la o
kadar uzun süre birlikte yaşamıştı ki insanoğlu, ondan bıkmıştı, sıkılmıştı.
İlişkideki heyecan, eğlence, neşe, şakalar kaybolmuştu.
Comic Sans işte o kadar
çaresiz bir anında karşısına çıktı insanlığın. Komikti. Sempatikti. En ciddi
durumları bile bir şirinlik festivaline dönüştürebiliyordu.
Bu zamanlarda inanılmaz
gelebilir ama o zamanlar ambulansların üzerinde, porno sitelerde, okul
ödevlerinde, Portekiz milli basketbol takımının formasında, güldüğüne pek
rastlamadığımız BBC’de, Adidas reklamlarında ve hatta Times Dergisi’nde bile
boy gösterdi.
Kravat takmayı
sevmeyen bir fonttu kendisi. Kimsenin bilmediği fıkralar anlatıyor ve bunu yaparken dünyanın en
tatlı şeyi gibi görünüyordu. Yasak tanımayan, en asık suratlı tipleri bile
güldürebilecek kadar şirin, üzüntü nedir bilmeyen, en kritik toplantılarda bile
tam anlamıyla ‘nanik’ yapabilen bir karakterdi. Onun çocuksu ruhu birden bire
herkesin aklını başından almıştı. Çok duygusaldı. Onca neşesine rağmen, şefkati
ve masumiyeti insanı ağlatacak kadar sonsuzdu. Herkesin yaşamayı bütün kalbiyle
dilediği türden romantik aşk hikayeleri yazmak, onun usta olduğu bir işti. Elini
tutmayı kabul eden herkesi büyülü bir masalın içine götürebilirdi. Ona bakınca
gülmek istiyordu insan. Kimseye kötülük yapmayacak, kimsenin kalbini kırmayacak,
kimseye yalan söylemeyecek, kimse için kötü sözler sarf etmeyecek, kimsenin
arkasından konuşmayacak bir tipi vardı. Ona daha ilk bakışta güven duyuyordu
herkes. Tıp eğitimi yoktu ama Comic Sans, disleksi hastası çocuklarla
ilgilenenlerin kalbini en derinden kazanmayı başardı çünkü onun tehditkâr
olmayan, rahat duruşu, disleksi hastası çocuklara diğer bütün fontlardan daha
iyi geldi.
Comic Sans
hayatımızın içine ‘soğuk kış günlerinde bizi ısıtan yumuşacık ve sıcacık bir
battaniye’ gibi girdikten, içimize işledikten sonra birden bire tuhaf şeyler
olmaya başladı. Tam olarak çok muhabbet tez ayrılık getirdi ve çark Comic Sans
için tersine dönmeye başladı. Grafik Tasarımcı olan Holly ve David Combs
çiftinin o kadar sıtkı sıyrılmıştı ki 'Comic Sans YASAKLANSIN' yazılı bardaklar,
tişörtler, şapkalar yaptırıp satmaya başladı. Comic Sans Yasaklansın adıyla bir
web sitesi bile kurdular. Dünyada her kim bu fontu kullanırsa, grafik
tasarımcıları temsil eden anime karakter Faye, ekranda elinde tuttuğu dünya tatlısı tavşanı
yumruklayacaktı. Hayatını komikliklerle geçiren Comic Sans için durum bu defa
çok ama çok ciddiydi. Aslında Comic Sans karşıtı delirmelerin söylediği şey
kayda değerdi çünkü ortada bir bilinç, akıl, kavrama, algılama, dolayısıyla da
davranış ve duygu geliştirme durumu vardı. Söylenenler çok mantıklıydı. Yasak
tabelasını Comic Sans ile yazarsanız kimse o yasağa uymaz diyordu eylemciler.
Aşk mektubunuzu onunla yazarsanız sevgiliniz aşkınızdan çok etkilenir ama
istifa mektubunuzu onunla yazarsanız sözleriniz patron üzerinde hiç etki yapmaz
diyordu. Eylemciler haklıydı. O zor günlerde bile Comic Sans sokakta çocuklarla
oynamaya devam ediyordu. Hatta Mickey Mouse imzasıyla Disney’den gelen ve
tematik parklarının tabelasında bulunmasından onur duyduklarını söyleyen bir takdirname bile almıştı.
Bu kadar sinir bozucu,
dışlayıcı, küçük düşürücü durumda bile Comic Sans tasarımcısının yüzünü
güldürmeyi başarmış, onun sayesinde Connare dünyanın en ünlü yazı karakteri tasarımcısı
olmuştu.
Yorumlar