anons 21

"Sen benim deniz fenerimsin" diyordun ben küçükken. Bunu, gözlerinde güneşlerle söylüyordun.
O zamanlar henüz bir deniz feneri görmemiştim. Bakıyordum, ışıklı bir halim yoktu. Yine de çok önemli sayıyordum kendimi; ben senin deniz fenerindim. Yemyeşil çimenlerin ortasında beni havalara fırlatıp, gökyüzü ile ilk sen tanıştırmıştın; o zaman anladım ki çocuklar asla kayıp düşmezler babalarının ellerinden. Çimenlerin altındaki gizli karıncalar ülkesini ilk sen göstermiştin bana. Seninle boy ölçüşürdük; büyümek, dans ettiğin kadınlar gibi olmak isterdim. Tabağımdaki bezelyelerin bir aile olduğunu, yediğim bezelyelerin karnımda ağlayarak tabakta kalanları beklediklerini de senden öğrendim. Denizin dibindeki midyenin eşsiz hazinesini, kedilerin yalan söyleyen çocuklara küstüğünü, ben uyurken sen gitsen bile gölgenin kalıp beni koruduğunu, kahve içince çocukların Arap olmadığını, kedilerin yalan söyleyen çocuklara küstüğünü de senden öğrendim. Arkadaşlarım için kötü şeyler geçirmemeliydim aklımdan, benim saydam bir aklım vardı çünkü, sen söyledin. Çiçeklerin konuşabildiğini de, dillerini de sen onlarla konuşurken öğrendim. Denizin üstünde yürüyebilir, bulutların arasında gezinebilirdim; hayal kurmak kötü değil, senden öğrendim. Eskiden, sen evden çıkarken ayak izlerini süslerdim baba, eve hep geri gel diye.

Yorumlar

Popüler Yayınlar