TİPOGRAFİ 3 / DIN Pro
SADESİN, BELKİ DE EN ÇOK BU YÜZDEN
SEVDİM SENİ
Zor olana, karmaşık olana, aklımızı karıştırıp bizi olmadık yerlere
savurana nedeni belirsiz, etkisi süresiz, şiddeti mesnetsiz bir hayranlık
duyarız. Bizi yorsa da çok aşığızdır ona, yorduğundan aşığızdır belki. Ne yana
baksak onu görmek isteriz. Oysa esas sevdiğimiz, basit ve sade olandır. Esas
anladığımız odur. Esas bağlandığımız odur. Onu, hayatımızda yarattığı, sebep
olduğu şeyleri tam olarak bilmez halde severiz. Ne zaman ve nereden geldiğini
bilmezken. Ne vakittir bizimle olduğunu hatırlamadığımız halde severiz. Bir
tasarımcı için DIN Pro, böyle bir sevgilidir. En gergin anlarda bile
tırnaklarını çıkarmadan sakin kalabilen ve bu sakinliği bize de anında sirayet
eden bir fonttur kendisi; onu en çok da bu yüzden severiz.
Biz saçma, yersiz, sonu çetrefil bir hayalin peşine düşecekken o
bizi gerçekçiliği ile durdurur ve hiç aksi görülmemiştir ki her daim olmayanı
oldurur; bu yüzden de çok severiz onu.
Demiryolları, bir toplumun yaşamında öyle çok şeyi değiştirir,
yaşamı öyle başka bir evrene dönüştürür ki kıymeti ne derece abartılsa yeridir.
Peki demiryolları, bir tasarımcının yaşamında neye eşittir? DIN Pro’nun hikayesi
1900’lerin ilk yıllarında başlar. Prusya Demiryolları, nakliye araçları
üzerindeki uyarıları standartlaştırmak için bir yazı seti hazırlar ve bu yazı
seti, 1920’de Alman Demiryollarının bütün ortak yazışmalarında kullanılmaya
başlanır. Orijinal çizimlerine sadık kalarak 1923’te, D. Stempel AG Dökümevi DIN’in
ilk versiyonunu piyasaya sürer. DIN, Almanya genelinde 1936’da Din 1451 adıyla
kullanılmaya başlanır. DIN; Almanca, Alman Standartlar Enstitüsü’nün kısaltmasıdır
aslında. Kısa sürede ve herkes tarafından hızla benimsenecek biçimde trafik
işaretlerinin, sokak yönlendirmelerinin, kapı numaralarının, plakaların
standart fontu olmayı başarır. Sonraki on yıl içinde de birçok beyaz eşya ve
sanayi ürününde, ürünün Alman tasarımı ve üretimi olduğunun anlaşılması için özellikle
tercih edilir. Okunaklı olması, kolay kopyalanması ortak yazışma fontu olarak
seçilmesinin en önemli nedenlerinin başında gelir. Bu fontun kısa alt ve üst
harf çıkıntılarına sahip olması, işaret tabelalarındaki dar ve sıkışık
alanlarda verimli kullanılmasını sağlaması bakımından onu kıymetli yapan
özelliklerinden biridir. Elbette her font gibi, hayatta kalabilmek, gelecek
nesillerin de yaşamında var olabilmek, kendi zamanının dışına çıkıp bütün
zamanların sevgilisi olabilmek için o da evrim geçirir. 1930’larda Bauhaus’un
logosunda, kataloglarında ve haftalık bültenlerinde kullanılmasına rağmen,
1960’a kadar dünya genelinde basılı işlerde pek de popüler olamaz ama bu onu
durdurmayacaktır. İnce, narin ama her daim dimdik duran karakteri, onu elbet
bir gün herkesin kalbine taşıyacaktır ki o günler 1980’lerde nihayet gelir. 1980’lerden
sonra Avrupa ve Kuzey Amerika’daki tasarımlarda sıkça kullanılmaya başlanır. 1995’te
Hollandalı font tasarımcısı Albert-Jan Pool, DIN 1451’in daha zarif, grafik
tasarımcılar ve yayın evleri tarafından kabul edilebilir bir formu olan FF DIN’i
piyasaya sürer. Şimdi artık FF DIN çok popüler bir font ve birçok dergide,
ilanda, web sitesinde, kurumsal logoda kullanılıyor. Bunu elbette modern
tasarım trendlerine uygun geometrik şekillerden oluşmasına borçlu. “Yeni hali
çok güzel ama eski hali de her iş gider” diyen nostalji meraklıları onun ilk
versiyonunu Almanya’daki bazı eski yol tabelalarında hala görebilirler.
Yorumlar