anons 1

Yaşadığı şehirde 'bir şey' bekleyen, o şehre sadık olmalı. Ben bu şehri başka bir şehirle hiç aldatmadım. Kendi karnında saklandığım yeri bir tek şehir biliyordu. Bildiği bir şey daha vardı; ben burada bunca zaman herkesten gizlenip, bazen bekleyen yanlarımı birilerinin gecesinde, aklında, yatağında unutsam da bir tek 'o'nu bekledim. Ve artık biliyorum. Şehir hep onu aradı. Kendi hayatının coğrafyasında dağı taşı kaldırıp altına bakarken, nehirleri süzüp içinde beni ararken buldu onu. Daha o gün bana işaretler gönderdi şehir. Bana ait her şey kendini onu beklemeye vermişken, işaretleri hiç fark etmedim bile. Şehir bir hafta sonu Doğatepe’de onun kalbine beni fısıldadı. Onu bana getirdiğinde olacak en kötü şeyi kendine sakladı. Bana gelen yolları, o yolda onu bekleyen şiddetli rüzgarları, geçmişin denemelerinden kalmış irili ufaklı izleri hiç anlatmadı.
Kalp yordamıyla beni bulması için onu cesaretlendirdi; tanımadığı bir şehirde beni ararken ona cesaretten başka bir şey yardım edemezdi. Cesurdu. Beni bulduğunda kendi şehrine götürmek için İstanbul’u yaka paça denize dökecek kadar...

Yorumlar

Popüler Yayınlar