KİTABÎ 19
SEBEBİMİZ SİZSİNİZ BEYEFENDİ
“Doğrudur keşfettiniz beyefendi at
sırtında kıtaları/haritaları altüst edip ve yüzüp kağıttan ırmaklarda/geldiniz
salonumuza hoş. Durup bekledik biz de doğru/kıpırtısızlığı kutsadık/bir şey
daha yaptık beyefendi/durup da beklerken sizi/seyrettik haşmetli/seyrettik
kudretli yolculuğunuzu/allah’tan başka kimse yoktu yanımızda/Allah arkadaşımız
oldu bizim/yoldaşı kıpırtısızlığımızın/sahi siz allah’ı bizim için mi icat
ettiniz beyefendi. Durup da beklemenin/kelimelerini yarattık sizi
beklerken/şimdi yerleşin koltuğunuza rahat dinlenin. Kaldıramazsanız
kelimelerinizi şaha/üzülmeyin beyefendi/fukaralıklarınızı/yorgunlarınızı
açlıklarınızı/bilerek bekledik salonumuzda/kutsadık kendi kıpırtısızlığımızı/ve
durup isim vermeyi dağa taşa/baka baka/şairin dediği gibi/dağ görgüsüzlüğü
kazandık beyefendi.”
Üstünde envai dört ayaklının, türlü çeşit yılanın ve yalanın,
hayat denilen kelimenin hakkını vermek için hepsi bilinçle değilse de nice
canhıraş nefes alanın, karşı cinse yüz vermezse ya yalnız kalanın ya da
canından olanın, dişinin ve erkeğin biricik gezegeni olan bu dünya, aslında
kadının ve erkeğin birbirlerine söyleyemedikleri kelimelerden oluşmaktadır. Taştan
topraktan, denizden ovadan, buzdan çoraktan, ateşten ve sudan, havadan ve
tozdan oluştuğu yalandır bu dünyanın; bu dünya kadının erkekten, erkeğin
kadından esirgemekle hem mahkum hem mahzun olduğu kelimelerden oluşmaktadır, bu
kesin. Öyle çoktur ve öyle kaskatıdır ve öyle derindedir ki o kelimeler,
kadının da erkeğin de birbirlerini anlamada, sevmede, o yumuşacık kuytunun
keyfini sürmeden çaresiz olmalarının sebebi de budur. Dahası da kadının
kelimeleri kadına, erkeğin kelimeleri erkeğe tuzaklar kurmakta, yollarını şaşırtmakta,
bazen bin neslin intikamını almak için akla gelmez planlar yapmaktadırlar. Kelimeleri
uslu durmaya, sakin olmaya ikna edebilen bir şifacıdır Hatice Meryem. Kadının
kelimeleri ile erkeğin kelimelerini aydınlık, ferah, mis kokulu nefeslerle dolu
bir salonda buluşturmayı başaran; onları kadife koltukların üzerinde,
birbirlerinin bütün gelmişlerine ve geçmişlerine değecek kadar yan yana
oturtmayı başaran; kadının kelimelerine tülden ve tabii içi gösteren elbiseler
dikerek erkeğin kelimelerini hizaya getirmeyi başaran bir iktidar Hatice Meryem.
“Geceleri geç
uyumayız beyefendi/saatleri kurar/kelimeleri yutar/yapmadığımız ödevleri
unutur/erkenden uyuruz. Beyefendi aşığız biz size/kibar olduğunuzu
zannediyoruz/iyimser olduğunuzu/eski kelimelere düşkün olduğunuzu
zannediyoruz/zannetmeyi istiyoruz. Beyefendi sizce de benzer mi/sempatik
kelimeler/ufak tefek/esmer sevimli kişilere.”
Taşın altından kelimeler çıkarıyor Beyefendi’de Hatice Meryem.
Kapkaççıların elinden kelimeleri kurtarıyor. Kelimelerin beklemekten kurumuş,
buruşmuş, cansız kalmış yerlerine kadının aklının, bedeninin, amacının suyunu
döküp onları canlandırıyor. Beyefendi bir şiir gibi dursa da elimizde, şiir
gibi incecik, zarif, özenli, düzenli, her satırı jilet gibi ütülü olsa da,
aslında geniş, salonlara sığmayacak kadar heybetli, tuttuğunu koparan, aklına
koyduğunu okurun en kıdemlisine bile yapan büyük bir kitap.
“Peki beyefendi
siz/her köşesini kelimelerimizin/kıyı bucak ama/aydınlatırsak
korkmayacağınıza/verir misiniz söz. Vahşi hallerini kelimelerimizin/unuttuğunuz
hani o devirde/veya/bıraktığınız o mağarada/hallerimizi/kelimelerini o hallerimizin/hazır
mısınız/aydınlıkta şimdi görmeye.”
Erkeğin kadına giden yolda ne çok ve nasıl da zavallıca zaman
kaybettiğini, erkeğin kadını korkutmasından sebep kadının da kelimelerini en daracık
yerlere, en karanlık yerlere, en havasız yerlere, en dolambaçlı yerlere
sakladığını, sodaya basılıp kaynar suda dövüle dövüle yıkanmış bembeyaz bir
yeni gelin çarşafı gibi önümüze seren Hatice Meryem, Sinek Kadar Kocam Olsun
Başımda Bulunsun adlı şahanesinden sonra Beyefendi’de de kadınla erkek
arasındaki damarda dolaşan kirli kanı boşaltmaya çalışıyor.
Hatice Meryem’in cümleyi bitirdiği yerden, hayat ilk anda bir
şaka gibi devam ediyor önce. Sonra kelimeler gelip oturuyor evde yanınıza. Onları
aranıza alın, birlikte sevin. Zira sevmeseniz bir türlü, sevseniz gani
mucizelerle dolu.
Yorumlar